
Modern Tüketimin Tarihinden Tüketim Araştırmalarına
TÜKETİM SOSYOLOJİSİ
TÜKETİM SOSYOLOJİSİ
İnsanoğlu diğer canlılar gibi hayatını devam ettirmek için ihtiyaçlarını karşılamak zorunda ve diğerleriyle birlikte yaşamak durumunda olan bir varlıktır. İnsanoğlunu diğer türlerden ayıran temel özellik diğerleriyle iletişimi sağlamak için dili kullanmasıdır. Dilin aracılığıyla tecrübelerini sonraki kuşaklara aktarabilmesi, kendi davranışları üzerinde iradeye sahip olması, sadece dış etkenlerin etkisiyle değil, insan iradesiyle ve yaratıcı gücüyle davranışta bulunması gibi insanın özelliklerinin uzun bir listesini çıkarmak mümkündür. Bunlar içinden en önemlisi makro düzeyde toplumun yalnız maddi, dış toplumsal etkenlerin etkisiyle değil, insan iradesiyle, yaratıcılığıyla değişmesi ve gelişmesidir. Tarihsel olarak insanoğlu maddi olan (doğayı), maddi olmayan dünyayı, belirli eylem tarzlarını ve düşünme biçimlerini üretme, değiştirme, geliştirme, biriktirme ve bunları kendinden sonraki nesillere aktarma potansiyeline sahip olmuştur. Uygarlığın gelişiminde Batı toplumları modernleşme sürecinde doğayı dönüştürmede, ekonomik sistemin gelişmesinde, endüstriyel üretimde büyük başarılar sağlamıştır. Üretimin gelişmesiyle de ihtiyaçları karşılama araçları ve biçimleri önemli ölçüde değişmiştir. İhtiyaçları karşılama piyasaya bağımlı hale gelirken, ihtiyaç karşılama biçimleri zorunlu gereksinimlerden arzulara doğru değişim seyri izlemiştir.
1929’daki ekonomik buhrana kadar ekonomik sistemde sermaye birikimi ve üretim konuları öncelik kazanmıştır. Bu tarihten sonra ise uygulanan politikalarla harcama ve tüketim konularına ağırlık verilmeye başlanmıştır. 1950’den sonraki dönemde kitlesel tüketim, çalışan sınıflar arasında gelişen önemli bir olgu haline gelmiştir. 1980’lere gelindiğinde tüketimin gündelik hayatın dokusunu şekillendiren önemli bir etken olduğu görülmeye başlanmıştır. 1980’lerde tüketim olgusu sosyolojide ve daha genel olarak sosyal bilimlerde odaklanılan önemli bir konu olmuştur. Tüketim olgusu post-modernizmle ilgili kapsamlı tartışmaların da bir parçasını oluşturmuştur.
Neden tüketimin sosyolojisi? Sosyolojide tüketim olgusunu anlamaya, açıklamaya yönelik çabanın uzun bir geçmişi vardır. Buna Amerika’da Thorstein Veblen (1857-1929), Almanya’da Georg Simmel (1858-1918) öncülük eder. Her ikisi de çalışmalarını metropol kentlerde ilk büyük marketlerin açıldığı dönemde yapmışlardır. Bu çaba 1960’larda yeni boyutlar kazanmış 1980’lerde ise tüketim sosyolojisi adeta vazgeçilmez konulardan biri haline gelmiştir.
Türk sosyal biliminde tüketim alanının temel konularını ihtiva eden ilk çalışmalar sosyoloji disiplininde yapılmıştır. İlki Mübeccel B. Kıray’ın (1946) “Ankara’da Tüketim Normları” adlı nicel teknikle yapılmış araştırması ikincisi ise, Beğlü Eke’nin (1979) “ Yaşam Tarzı ve Gelir Seviyesi Arasındaki İlişki “ adlı nitel teknikle yapmış olduğu araştırmadır. Birincisinde tabakalaşma ikincisinde yaşam tarzı kavramı bağlamında tüketim ele alınmıştır. Bu araştırmalar da gösterdiği gibi tüketimi kavramak erken dönemden başlayarak sosyolojinin ilgi alanını oluşturmaktadır.
Türk toplumunun değişimi, modernleşmesi açısından tüketimin “özgün” bir yeri vardır. Tüketim kültürü, Osmanlıdan günümüze değişmenin ve modernleşmenin temel parametresi olmuştur. Tüketim, ekonomik gelişmenin sonucu değil, uluslararası pazar etkinliklerinin sonucunda gelişmiştir. Bu nedenle tüketim talebi her zaman üretimin bir kaç adım ilerisinde gitmiştir. Ekonomik sistemde tüketim kültürü temelinde oluşan talebi karşılamak için organize edilmiştir. 1980’lerden sonra ekonominin dışa açılmasıyla tüketim toplumunun kültürel değerleri yediden yetmişe Türk toplumunu çepeçevre sarmıştır. Bu aslında tüketim ekonomisiyle tüketim toplumunun kültürel değerlerinin bir zemin üzerindeki buluşmasının bir sonucudur, asla tüketim toplumunun gelişimi sonucunda değil. Çünkü, bir toplumun tüketim toplumu olduğunu söyleyebilmek için ilk önce toplumun yüksek bir üretim seviyesine ulaşmış olması gerekir.
Bu açıklamalar bağlamında çalışma iki amaçla hazırlandı. Birincisi bu alanla ilgilenenlere ve genel okuyucuya tüketimle ilgili kavramları, tüketim alanlarını tanıtmak, ikincisi ise, tüketim çalışmalarının üzerinde oturduğu teori, metot ve bilim anlayışlarını kısaca sunmaktır. Diğer taraftan bu amaçları gerçekleştirirken, pazarlama/tüketici davranışları, sosyal psikoloji, popüler kültür kaynaklarına başvurmaya çalışmıştır. Bunu yapmadaki temel amaç, bu konuyla ilgilenen; araştırma yapmayı düşünen öğrencilere kapsamlı bir kaynakça sunmaktır.
Çalışmanın birinci bölümünde Avrupa’da ve Türkiye’de modern tüketimin doğuşu ve gelişmesi ele alınmıştır. Avrupa’da ve Türkiye’de tüketimin gelişimini etkileyen faktör tarihsel dönemler açısından değerlendirilmiştir.
İkinci bölümde sosyal bilimlerdeki bilim anlayışları üzerinde durulmuş ve bilim anlayışlarının tüketici araştırmalarına yansımaları değerlendirilmiştir. Aynı zamanda tüketim davranışlarını ele alan disiplinlerin gelişimi üzerinde durulmuştur.
Üçüncü bölümde tüketim araştırmalarında sıkça kullanılan ihtiyaç, birey-toplum etkileşimi, kişilik/benlik, tutum, kültür, toplumsal sınıf, yaşam tarzı, aile, kültür ve sosyalleşme gibi kavramlar ve konular teorik yaklaşımlar bağlamında ele alınmıştır.
Dördüncü bölümde alış veriş bağlamında tüketiciler, tüketicilerin sınıflandırılması, tüketim mekanlarının gelişimi, tüketicilerin süpermarketleri ve hipermarketleri tercih etme nedenleri, kitle iletişim araçları-reklam, giyim-moda, evin kullanımı, yeme içme ve turizm gibi konular ele alınmıştır. Sonuç bölümünde ise, tüketimin bireysel düzeyde ihtiyaç giderme olmadığı vurgulanmış, sosyal, kültürel ve sembolik amaçları ve gelecekteki eğilimler konusunda görüşler yansıtılmıştır.
Dr. Abdülkadir Zorlu
2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder